Sanayi devrimiyle birlikte gelişen endüstrileşme sonucunda, Avrupalı
devletlerin hammadde açığını kapatmak ve ulaşılan hammaddeyi hızlıca
getirebilmek amacıyla daha hızlı, daha güvenli ve az maliyetli ulaşım yollarını
aramaya başlarlar. Bu durum 19. yüzyılın ilk yarısında İngiltere’de demiryollarının
inşa edilmesiyle hız kazanmıştır. İngiltere’de başlayan demiryolu inşa faaliyetleri
kısa bir süre içinde bütün Avrupa ve Amerika’ya yayılmıştır.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı topraklarında inşa edilen
demiryolları, genellikle yabancı şirketler tarafından yapılmıştır. Osmanlı
Devleti’nin kötü mali durumu şirketlere verilen imtiyazlara yansımış, inşa edilen
hatlar tarımsal üretimin yapıldığı verimli iç bölgelerden limanlara taşınması
amacıyla şekillenmiştir. Avrupalı devletler imtiyaz hakkını elde edebilmek için
adeta diplomatik mücadele içerisine girmişlerdir. Bu durum yapılan hatların
birbirlerine entegre olmayan, inşasını yapan ülkenin çıkarları doğrultusunda
gelişen güzergahlarda kendini göstermektedir.
Bu çalışmada Kütahya ili sınırları içerisinde yer alan istasyon binaları
incelenmiştir. Ele alınan dokuz adet istasyon binası genel olarak plan ve mekan
anlayışı, yapı malzemesi ve tekniği, yapı elemanları ve süsleme açısından
birbirlerine benzer özellik göstermektedir. Tip proje olarak inşa edilen yapılar
genellikle dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. İstasyon binalarında yapı malzemesi
olarak taş, tuğla ve ahşap bir arada kullanılmıştır. Yapıların örtü sistemleri ahşap
konstrüksiyonlu beşik veya kırma çatı olup, üzerleri Marsilya tipi kiremitle
kaplıdır. Sade ve basit olan yapılarda süsleme unsurları azdır.
İnşa edildikleri bölgede çekim merkezi haline gelen istasyon binaları plan ve
mekan özellikleri, yapı elemanları, yapı malzemesi ve tekniği açısından incelenmiş,
Anadolu’daki benzer örneklerle karşılaştırılarak Sanat Tarihi içindeki yeri ve
önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
As a result of the industrialization that developed with the industrial
revolution, European states started to search for faster, safer and less costly
transportation ways in order to close the raw material deficit and bring the raw
material reached quickly. This situation accelerated in the first half of the 19th
century with the construction of railways in England. The railway construction
activities, that started in England spread to Europe and America in a short time.
In the second half of the 19th century, the majority of the railways that came
to Ottoman territory were built by foreign companies. The bad financial situation
of the Ottoman Empire was reflected in the privileges given to the companies, and
the lines built were shaped in order to move them from the productive inner regions
where agricultural production was made to the ports. European states have entered
into a diplomatic struggle in order to obtain the right to privilege. This situation
manifests itself on routes that do not integrate the lines constructed and develop in
line with the interests of the country.
In this study, station buildings within the borders of Kütahya province were
examined. The nine station buildings discussed generally show similar
characteristics in terms of plan and place understanding, building material and
technique, building elements and decoration. The buildings built as a type project
are generally rectangular and have two floors. Stone, brick and wood were used
together as building materials in the station buildings. The covering systems of the
structures are wooden cradles or hipped roofs and they are covered with Marseille
tiles. Decoration elements are few in simple and simple structures.
The station buildings, which became the center of attraction in the region
where they were built, were examined in terms of plan and place features, building
elements, building material and technique and their place and importance in Art
History were tried to be emphasized by comparing them with similar examples in
Anatolia.